Sitemizde, siz misafirlerimize daha iyi bir web sitesi deneyimi sunabilmek için çerez kullanılmaktadır.
Ziyaretinize varsayılan ayarlar ile devam ederek çerez politikamız doğrultusunda çerez kullanımına izin vermiş oluyorsunuz.
X

Madde 595

a. Güvence verilmesini ve borçtan kurtarılmasını isteme hakkı

2.   Kefil ile borçlu arasındaki ilişki

a.   Güvence verilmesini ve borçtan kurtarılmasını isteme hakkı

Madde 595 - Kefil, aşağıdaki durumlarda asıl borçludan güvence verilmesini ve borç muaccel olmuşsa, borçtan kurtarılmasını isteyebilir:

1. Asıl borçlu, kefile karşı üstlendiği yükümlülüklere, özellikle belli bir süre içinde kendisini borçtan kurtarma vaadine aykırı davranmışsa.

2. Asıl borçlu temerrüde düşmüşse veya yerleşim yerini diğer bir ülkeye nakletmesi yüzünden takibat önemli ölçüde güçleşmişse.

3. Asıl borçlunun mali durumunun kötüleşmesi, güvencelerin değer kaybetmesi veya borçlunun kusuru sonucunda kefil için mevcut tehlike, kefaletin yapıldığı tarihe göre önemli ölçüde artmışsa.

I-) 818 Sayılı Borçlar Kanunu:

III - Teminat itasına dair kefilin hakkı

Madde 503 - Aşağıdaki hallerde kefil, borçludan teminat itasını ve eğer borç muaccel ise kendisinin kefaletten kurtulmasını talep edebilir:

1 -        Borçlu kefile karşı vukubulan taahhütlerine ve bilhassa muayyen bir müddet zarfında kendisini kurtaracağına dair olan vaadine1 muhalif hareket ettiği takdirde.

2 -        Borçlu mütemerrit bulunduğu takdirde.

3 -        Kefil, gerek düçar olduğu zayiat gerek kendi tarafından irtikâp olunan bir kusur sebebi ile kefaleti kabul ettiği zamandakinden2 ziyade tehlikelere maruz olduğu takdirde.

II-) Madde Gerekçesi:

Madde 595 - 818 sayılı Borçlar Kanununun 503 üncü maddesini karşılamaktadır.

Tasarının tek fıkraya bağlı üç bentten oluşan 595 inci maddesinde, kefil ile borçlu arasındaki ilişkide, kefilin güvence verilmesini ve borçtan kurtarılmasını isteme hakkı düzenlenmektedir.

818 sayılı Borçlar Kanununun 503 üncü maddesinin kenar başlığında kullanılan “III. Teminat itasına dair kefilin hakkı” şeklindeki ibare, Tasarıda, “2. Kefil ile borçlu arasındaki ilişki / a. Güvence verilmesini ve borçtan kurtarılmasını isteme hakkı” şeklinde değiştirilmiştir.

Metninde yapılan düzeltme ve arılaştırma dışında, maddede 818 sayılı Borçlar Kanununa göre bir hüküm değişikliği yoktur.

Maddenin düzenlenmesinde, kaynak İsviçre Borçlar Kanununun 506 ncı maddesi göz önünde tutulmuştur.

III-) Kaynak İsviçre Borçlar Kanunu:

1-) OR:

2. Verhältnis des Bürgen zum Hauptschuldner

a. Recht auf Sicherstellung und Befreiung

Art. 506

Der Bürge kann vom Hauptschuldner Sicherstellung und, wenn die Hauptschuld fällig ist, Befreiung von der Bürgschaft verlangen:

1. wenn der Hauptschuldner den mit dem Bürgen getroffenen Abreden zuwiderhandelt, namentlich die auf einen bestimmten Zeitpunkt versprochene Entlastung des Bürgen nicht bewirkt;

2. wenn der Hauptschuldner in Verzug kommt oder durch Verlegung seines Wohnsitzes in einen andern Staat seine rechtliche Verfolgung erheblich erschwert;

3. wenn durch Verschlimmerung der Vermögensverhältnisse des Hauptschuldners, durch Entwertung von Sicherheiten oder durch Verschulden des Hauptschuldners die Gefahr für den Bürgen erheblich grösser geworden ist, als sie bei der Eingehung der Bürgschaft war.

2-) CO:

2. Rapports entre la caution et le débiteur

a. Droit à des sûretés et à la libération

Art. 506

La caution peut requérir des sûretés du débiteur et, si la dette est exigible, réclamer sa libération:

1. lorsque le débiteur contrevient aux engagements qu’il a pris envers elle, notamment à sa promesse de la faire libérer dans un délai donné;

2. lorsqu’il est en demeure ou ne peut être recherché que dans des conditions sensiblement plus difficiles parce qu’il a transféré son domicile dans un autre Etat;

3. lorsque, en raison des pertes qu’il a subies, ou de la diminution de la valeur de sûretés, ou encore d’une faute par lui commise, la caution court des risques sensiblement plus grands qu’au moment où elle s’est engagée.

 


1   Düstur’da bu maddedeki “vadına” ifadesi, “vaadine” şeklinde anlaşılmalıdır.

2   Düstur’da bu maddedeki “zamanda kimden” ifadesi, “zamandakinden” şeklinde anlaşılmalıdır.

 

Copyright © 2017 - 2024 Prof. Dr. İlhan Helvacı. Tüm hakları saklıdır.
X